Kayıtlar

Mutluluk muhteşem bi şey...

Resim
"After life" dizisinden çok bahsedildi. İzledim. Ama tavsiye eder miyim bilmiyorum.  Eşini kaybetmiş bir gazetecinin hayata tutunma hikâyesi... Ricky Gervais çok iyi yazmış, muhteşem bir oyunculuk sergilemiş ve başarılı yönetmiş. Psikolojik açıdan analiz edilesi önemli sahne ve replikler içeriyor. Hele danışan ve terapist arasındaki ilişki var ki derslerde "Terapötik ilişki ne değildir?" sorusuna tam cevap olur sanırım. Tatlı ve basit bir anlatıya sahip. Dramatik anlamda iyi olsa da komedi unsurunun sadece galiz ifadelerle verilmeye çalışılması hikayenin sıcaklığına zarar veriyor.  İngiltere'nin yeşilliği, hayatın yavaşlığı ve insanların birbiriyle ilişkideki sınırları ve kimi zaman sınırsızlıkları başarılı bir biçimde resmedilmiş.  Özellikle bazı replikler var ki tekrar tekrar dinlenilmeye değer: "Canım yanıyor olsa da dünyada kendi ufak köşemi biraz olsun daha güzel bir yer yapabileceksem hayat yaşamaya değer.” ve bu:   "Mutluluk şahane bir şey. O ka

Bir Mum Yak

Resim
Özgürlük Yazarları" (2007) en sevdiğim filmlerden biri. Filim gerçek bir hikayeden uyarlama. Kahramanımız görevine yeni başlamış kadın bir öğretmen. İlk sınıfında çoğunlukla çeşitli biçimlerde ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kalmış öğrenciler var. Hayata dair umutları neredeyse kalmamış. Ama o bütün zorluklara göğüs geriyor. Öğrencilerin birbiriyle ve kendisiyle temas kurmasını sağlayarak onları yeniden hayata bağlıyor. Aşağıda seyredeceğiniz kesit de filmin en sevdiğim kısmı ve repliği. Öğrenciler, Anne Frank'ın günlüklerden çok etkileniyorlar. Sonra, ailesini Nazilerden saklayan Miep Gies adlı bir yazarı okuyor ve onu okula davet ediyorlar. Gies'in şu söyledikleri, "Her şeye rağmen iyilik yolunda neden mücadele etmeliyiz?" sorusunu çok güzel cevaplıyor. "Tek başıma ne yapabilirim ki!" mazeretini bir anda geçersiz kılıyor. Tam da İsmet Özel'in şiirindeki gibi yani: "Benim bu sası karanlığa zorla, zorlayarak tutuşmuş bir gül sıkıştırmak boynumun

Almanya, Dersler ve ERASMUS

Resim
Hayli zamandır bekliyordum bu seyahati. Uzun bir pandemi arasından sonra nihayet yeniden sefere çıkabilecektim. Aslında heyecanımın temel nedenlerinden biri de Dortmund Teknik Üniversitesi Psikoloji bölümünde vereceğim dersler ve orda irtibata geçeğim uzmanlardı. "THY ile uçacağım ve o muhteşem lezzetlerden tadacağım." diye beklerken tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Meğer Anadolu Jet sıcak yemek değil sadece sandviç ikram ediyormuş. Çok üzüldüm ama yapacak bir şey yoktu. Ben yandım siz de yanmayın  😊 Tabi bu arada uçuş biletlerinin pahalılığından, havaalanında bir çayın 22 TL olduğundan ve 150 TL'lik yurt dışı çıkış harcından bahsedip canımızı sıkmayalım isterseniz. Böyle bir pahalılıkta insanlar nasıl gezecek, nasıl görecek ve kültürlerarası iletişimle kendilerini nasıl aydınlatacaklar? :( Oysa toplumsal ve bireysel gelişim için seyahatler kat'iyetle kolaylaştırılmalı ve ucuzlatılmalı ki insanlar konfor alanlarından çıkabilmeye cesaret edebilsinler.  *** Ker

Yeni Film: The Two Popes (İki Papa)

Resim
Geçtiğimiz gece  İki Papa'yı   ( The Two Popes - 2020) seyrettim. Netflix'in iddialı ve çarpıcı olsa da çok konuşulmayan yapıtlarından biri. Yönetmen koltuğunda City of God (2002), The Constant Gardener (2005) ve Blindness (2008) gibi filmlerle adından  söz ettiren Brezilyalı yönetmen Feurnando Meirelles oturuyor ve senaryosunu  Anthony McCarten yazmış. Film ; papalık unvanının sahibi son iki kişiyi, 16. Benedict (Anthony Hopkins) ile Francis’i (Jonathan Pryce) merkeze alıyor. Katolik Kilisesi etrafında oluşan gerçeğe dayalı olayları cesur ama yine de temkinli bir biçimde irdeliyor. Propaganda var mı? Var. Ama çok zorlamıyor. 16. Benedict’in Nazi bağlantısı, Kilise’nin bugünün dünyasına duyarsızlığından kaynaklı inanan sayısındaki düşüş ve onlarca yıldır süren cinsel istismar vakalarını gizleme çabaları gibi ciddi meseleleri tartışıyor. Böylece hem kiliseye yönelttiği eleştirilere hem de din ve birey ilişkisine dair önemli şeyler söylüyor.  Bu arada öğrendiğime göre Vatikan fil

Urfa ve Mardin: Ceylan Gözlü Güzel Yârim

Resim
Yıllardır aynı türküyü söylerdim. “Turnam gidersen Mardin”e diye diye şükür kanadından tutunmama izin verdi ve beni Mardin’e kadar uçurdu. Ah ne de iyi etti. Sayesinde “Mardin kapısından” da atladım; dökülen liralarımı da topladım 😊 *** Biliyorsunuz;  Sağlık Bilimleri Üniversitesinde öğretim üyesiyim. Üniversitemiz, Suriye Çobanbey’de tıp fakültesi açıyor. Ben de bir vesile gitmiş oldum. Seyahat beraberinde gittiğiniz arkadaşlarla güzelleşiyor. Gruptaki dostlar muhteşemdiler. Şairimiz, doktorumuz, kimyacımız, genetikçimiz, diş hekimimiz multidispliner bir gruptuk. 😉 Ama en güzeli sohbetlerimiz ve bitmeyen gülümsemelerimizdi. O kadar gitmişken yıllardır gitmek istediğim Mardin ’e de gideyim istedim. Tabi o büyüleyici mekanlara tek başıma gidemezdim. Hem eşsiz, dostsuz seyahatten muhabbet çıkmaz; değil mi? Urfa Dağlarında Gezer Bir Ceylan Sanırım ilk defa Türkiye’de araba kiraladım. Alışmam zor oldu 😊 ama çok iyi yapmışım. Antep’ten Urfa’ya gittim. İstanbul’dan gelen ai

Salgın Hastalıklar, Kültürel Psikoloji ve Politika

Resim
Bireyler; devam eden COVID-19 tehdidine karşı yeni kültürel modeller oluşturarak farklı davranışlar geliştirmektedirler. Farkında olmadan bir tür salgın iletişimi kurgulamakta ve bazen ortak bir biçimde hayatlarında büyük çaplı değişikliklere gitmektedirler. Söz konusu kültürel karşı koyma çabaları, pandeminin küreselliği ve yaygınlığı nedeniyle çok farklı kültürlerde kimi zaman aynı şekilde ortaya çıkmış ve kültürel bir birliktelik/aynılık oluşturmuştur. Ancak aynı “benzeşim”, eşitsizliğin de benzer şekilde gün yüzüne çıkmasına neden olmuş ve ötekilerin daha fazla değersizleştirilmesine yol açmıştır.  Yeni kültürel kodlamalar; kimi ülkelerde Çinlilik, siyahilik, İsraillilik veya Amerikalılık gibi ayrıştırmalarla azınlıkların olumsuz temsilini artırmış, mevcut düşmanlaştırma eğilimini güçlendirerek ve fakir zengin ayrımını derinleştirerek toplumsal çatışmanın büyümesine yol açmıştır. Bu nedenle kültürel psikolojinin yaklaşımlarından faydalanarak koronavirüse karşı oluşturulan değişikli

Bir Yazar Bir Kitap

Resim
Geçtiğimiz hafta, Diyanet TV'de "bir yazar bir kitap" adlı programın konuğu oldum. Uzun uzun sosyal medyadan, bireysel ve toplumsal etkisinden ve kitaplardan konuştuk. Bakmak isterseniz kaydı buraya bırakıyorum. İyi seyirler 👇