Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Alaçatı, Altınoluk, Kazdağları ve Çanakkale

Resim
Türkiye'yi turlamak bu yıl nasip oldu biraz.  Alaçatı, Çeşme, Altınoluk, Kazdağları, köyler, Asos ve Çanakkale...  Muhafazakarlar neden bazı yerlerden geri duruyorlar ki? Aslında her yerde her renk olmalı ki alışmalı insanlar birbirine.  Mütesettir hanımlar kaygılarında haklılar doğrusu. Bizzat karşılaştığım örnekler var. "Bak burda da türemişler" diyenler oldu başörtülüleri görünce. Ama alışmak zorundayız birbirimize. Hem sevmek anlaşmak değildir ve mutluluk kusursuzlukla değil tahammülle mümkündür. Alaçatı evleri görülmeye değer. Dar sokaklar, kafeler, restoranlar, keyifli anlar...  Kazdağlarının enerjisi bol. İstanbullular için yeşil mi yeşil. Bir kaçış yeri. Çok bakir ve samimi köyler var... Çamlıbel, Pınarbaşı vd... Mıhlı Çayında  şelale altında yüzmeyi unutmayın. Tatlı su, leezetli ve keyifli...   Hasan Boğuldu  şelalesini çok sevmedim doğrusu ama görün bakın nasıl boğulmuş o Hasan.  "Nerde" mi "kaldım"?  Altınoluk

Safranbolu

Resim
Gelmeyen, görmeyen varsa gelmeli hemen. Biraz Üsküp, biraz Granada, biraz Kurtuba bu şehir. İnanılmaz keyifli ve esaslı. UNESCO'nun dünya mirası listesinde. Akşamları türkülü, gündüzleri çarşı pazarlı, ikindileri esintili... Cinci han, Arasta çarşısı, kayamakamların evi ve daha bir sürü yer. Oturun, çay için, canlı musiki dinleyin. Nerde kaldım? Tabi ki buraya has bir yer olmalı. Yani bir konakta kalın ki iyice hissedin Safranbolu'yu. Ben Tabağ Ahmet Bey Konağında kaldım. Konağın gerçek sahipleri işletiyor burayı. Cengiz Bey ve eşi herkese "ziyarete gelmiş akrabaları" gibi davranıyorlar. Kocaman bir konak, kocaman yürekli insanlar. Konağa ayakkabısız giriliyor. Tertemiz. Banyoları küçük. E konaklarda kaçınılmaz. Dolap gibi bi kapıdan geçiyorsunuz. Size söylemeseler nerde olduğunu bulmazsınız. İstanbul'a yakın. Gelin ve yaşayın.