Alaçatı, Altınoluk, Kazdağları ve Çanakkale


Türkiye'yi turlamak bu yıl nasip oldu biraz.  Alaçatı, Çeşme, Altınoluk, Kazdağları, köyler, Asos ve Çanakkale... 

Muhafazakarlar neden bazı yerlerden geri duruyorlar ki? Aslında her yerde her renk olmalı ki alışmalı insanlar birbirine. 

Mütesettir hanımlar kaygılarında haklılar doğrusu. Bizzat karşılaştığım örnekler var. "Bak burda da türemişler" diyenler oldu başörtülüleri görünce. Ama alışmak zorundayız birbirimize. Hem sevmek anlaşmak değildir ve mutluluk kusursuzlukla değil tahammülle mümkündür.

Alaçatı evleri görülmeye değer. Dar sokaklar, kafeler, restoranlar, keyifli anlar... 

Kazdağlarının enerjisi bol. İstanbullular için yeşil mi yeşil. Bir kaçış yeri. Çok bakir ve samimi köyler var... Çamlıbel, Pınarbaşı vd...

Mıhlı Çayında şelale altında yüzmeyi unutmayın. Tatlı su, leezetli ve keyifli...  Hasan Boğuldu şelalesini çok sevmedim doğrusu ama görün bakın nasıl boğulmuş o Hasan. 

"Nerde" mi "kaldım"? 

Altınoluk'ta bir gece çok eski bir konakta kaldım. Eski bir köy evi. Altın Çeşmeli Konak ta kaldım. İşletmecisi sahibi. Altınoluk'u tepeden görüyorsunuz. Güzel bir alternatif. 



Kahvaltısı zayıf ama köy kahvatısı o kadar olur. Kocaman oteller yerine bazen böyle butik oteller daha güzel anılar bırakabiliyor.

Ha tabi Kazdağları'nda "büyük bi oteli de göreyim" dedim ve Ramada 'da kaldım. Termal otel. Ramada'lar iyidir. Wyndham Otellerinin zinciri. Temiz, büyük ve keyifli. İçerde ve dışarıda havuz var. 

Ramadaların en güzel özelliklerinden biri de bulundukları yörelerin lezzetlerini de sunuyorlar. Çok da iyi yapıyorlar.

Çanakkale'de ASOS küçük ama şirin. Durgun deniz ve eski yapılardan evrilmiş oteller...

Seyehat ya Resulellah!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Upuzun bir kitap ve film listesi

Pornografi Bağımlılığı ve Endüstrisi

Yeni Film: The Two Popes (İki Papa)