Kuzey Kıbrıs ya da Yalnızlık


Nihayet Kıbrıs’a da gitmek nasip oldu. Doğu Akdeniz Üniversitesi tarafından organize edilen V. Medya ve İletişim Çalışmaları Konferansına katılmak üzere oradaydım. Kongre süresince, “barışın inşasında medyanın rolü” tartışıldı ki topluma, bireye dokunan çalışmaların içinde olmak oldukça heyecan veriyor. 

Ayrıca konferans katılımcılarının uzmanlığı, organizasyondaki profesyonellik ve sunulan tebliğlerin başarısı da takdir edilesiydi. Doğu Akdeniz Üniversitesine, Barış ve İletişim Çalışmaları Merkezine ve emeği geçen akademisyenlere teşekkür etmeli. Harika bir konuya ziyadesiyle elverişli bir ortamda değinildi.

***

Kıbrıs’a giderken yanıma ailemi ve arkadaşlarımı da aldım. Özellikle çocukların seyahatlere katılması, onların geleceklerine ve ufuklarına ciddi katkı sunacaktır. Yolculuklar, kültürel birikimlerini artıracak ve dünyanın çok renkliliğini onlara öğretecektir.

***
Fakat Kuzey Kıbrıs bana biraz enteresan geldi. Yalnız, kaderine terk edilmiş ve çok sessiz gibiydi. Turizm, kültür ve tarım açısından potansiyeli fazlasıyla iyi aslında.

Belediye hizmetleri, kentleşme ve estetik pek uğramamış. Sosyo-kültürel aktiviteler için de alternatifler çok az. 

Girne biraz iyi gibi ama diğer şehirler sessiz ve sıkıcı... Oysa daha etkin bir çevre düzenlemesi, tanıtım kampanyası ve yatırım teşviğiyle Kuzey Kıbrıs ciddi bir cazibe noktası haline gelebilir. Tabi uluslararası antlaşmalardan kaynaklı kısıtlamaları da göz önünde tutmak lazım. 

***
Nerde Kaldım? 

Konferans Rauf Denktaş Kongre ve Kültür Merkezindeydi. Dolayısıyla yakın bir yer tercih ettik ve Gazi Magusa’da Salamis Bay Conti otelde kaldık.



Denize kıyısı olan; küçük de olsa kumsalı, havuz aktiviteleri, bitmeyen müzik dinletileri ve harika manzarasıyla mutluluk vericiydi. Yemeklerini de artıları arasında saymalıyım. 

Tam pansiyon bir otel için fiyatı da çok pahalı sayılmazdı. 

Kasım ayında denize girmek, üst katlardan ufuk çizgisine bakmak, dalgaların uğultusuyla uyumak ve sabahları muhteşem bir manzaraya uyanmak gerçekten harikaydı. 😇

Allah var, personeli de oldukça ilgiliydi. Taleplerimiz hızlıca karşılanıyor ve sorularımıza nezaketle cevap veriliyordu.👏🏽

Şüphesiz otelin “ama”ları da vardı. 🙁 

Otel; tefrişatı, görünümü ve odalarıyla biraz eskimişti. İlgi güzel, odalar temiz olsa da mobilyaların yıpranmışlığı odadaki uzun dinlenme planlarına izin vermiyordu. Ayrıca yatak ve yastıkların ergonomik olmaması sağlıklı bir uykuya imkan tanımıyordu.

Bazı katlarında yenilenme başlamış ama sanırım bunu daha hızlı yapmalılar ki misafir memnuniyeti artsın. 

Doğrusu talebim üzerine odamı upgrade ettiler ve çok yakın alaka gösterdiler ama ilk intiba bizi üzdü. 😞 

Oysa otel çok güzel bir yerde konumlandırılmış. Hızlı ve estetik bir dokunuşla otelin potansiyeli ciddi anlamda artırılabilir. 
  
Biz oradayken misafirler çoktu. Belli ki özellikle Avrupalı yaşlı çiftlerin uğrak yeri... Konuklar, hizmetten oldukça memnun görünüyorlardı. 

Tavsiye eder miyim? 

Neden olmasın? 

Son bir sorum var:

Kıbrıs’ta neden muhafazakar tatil konsepti de düşünülmüyor? Bence tutar. 🤷🏽‍♂️

***

Ya seyahat!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Upuzun bir kitap ve film listesi

Pornografi Bağımlılığı ve Endüstrisi

Yeni Film: The Two Popes (İki Papa)