Bingöl, Köyler ve Eskiler




Nedir insanı toprağa bağlayan? Doğmak mıdır; doymak mıdır? Hatıralar mıdır; huzur mudur? Dostlar mıdır; alışkanlıklar mıdır?
Belki de hepsi. Ya da hiçbiri. Cevap ne olursa olsun memleket sevdası sanırım insanın fıtratında var.
Çocukluğumun izlerini takip ettim bu bayram. Kocaman bir aile olarak doğup büyüdüğümüz toprakları ziyaret ettik. Köy köy dolaştık. Tanıdığımız bütün kapıları çaldık. Tanımadıklarımızla selamlaştık. Halleştik, hasbihal ettik, hatıraları yâd ettik.
Bingöl’deydik. Hani şu dört dağ arasında olan türküsüyle meşhur şehirde.
“Benim memleket” diye demiyorum ama yeşilliği, dereleri ve çaylarıyla görülmeye değer. İnsanları çok misafirperver. Yolda gördüğünüz herkes sizi evine davet ediyor. Yemek yemeniz, çay içmeniz konusunda ısrar ediyorlar. Bize de insani değerlerimizi koruyanlara minnettar olmak kalıyor.


Yok; bu sefer öyle şehirde gezmedim. Zaten Bingöl, il olarak küçük bir yer. Sonra sorunları yok değil. Belediyenin daha çok çalışması gerektiğini söylemek yanlış olmaz sanırım.

Ama bazı köyleri muhteşem.
Mesela benim köyüm. Doğduğum ve birkaç yıl yaşadığım o yeşil mahalle. Hasbağlar. Eski ismiyle Kâmrun. İsmini nerden almış bilmiyorum. Bağa da rastlamadım çok ama has bir yer olduğu kesin 😉
Hasbağlarlılar çok organize olmuş görünüyorlar. Yüzlerce kişinin katıldığı kocaman bir festival düzenlediler. Halay halkası o kadar büyüktü ki Guinness Rekorlar Kitabına girmeyi hak ediyordu 😊. Organizasyon sayesinde ben de pek çok insanla tanıştım. Çocukluğumu bilen birçok insandan eskileri dinledim. Ne saadet!
“Festival” biraz yavandı, kabul etmeli. Fakat daha yeniydi. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda daha başarılı olacaktır. Köye ve hemşerilere değer katacak onlarca aktivite dahil edilecektir.
Hasbağlar Köyü Dernekleri, başkanları, tertip ekibi kocaman alkışları hak ediyor. Düşünsenize köyünüze gidiyorsunuz ve böyle bir organizasyon sayesinde herkesi görüyor, akraba ve dostlarınızla selamlaşıyorsunuz. Üstelik halay çekiyorsunuz. Daha ne olsun?  👏

Tabi yayladan da bahsetmeliyim. Festivalin ikinci günüydü. Sabah güneşle beraber yola çıktık. Tam eskiden olduğu gibi. İki km kadar yürüdük. Çeşmeler gördük. Soğuk sular içtik. Uzun mesafeler kat ettik.

Sonra yıllar yıllar önce yapılan o taş yapıların oraya geldik. Taş taş üstünde kalmamıştı ama izler tümüyle kaybolmuş da değildi. Gelenler hala bir odalı evlerini tanıyabiliyorlardı.

Öbek öbek sofralar kuruldu. Kahvaltı yaptık. Misafir olduğum için hemen her sofraya uğradım 😉 Bir sofrada “yavan kömbe” vardı; Kürtçe adıyla “parğaça tisi”… Sanırım hepsini ben bitirdim. Yapanın ellerine sağlık 😋
Kalabalık arttıkça sohbet de koyulaştı. Kahkahalar dağlarda yankılandı.

***
Bayramın birinci günü Kamışgölü köyündeydim. Bayram namazına orada uyandık. Amcamın köy meydanındaki evindeydik.
Mezre (Kamışgölü) dağlık bir köy. Manzarası etkileyici. Tepelerden gelen esintiler huzur veriyor. Az daha tırmanınca karşınıza göller ve muhteşem piknik alanları çıkıyor.
Ancak itiraf etmeliyim ki köylüler temizlik konusunda biraz daha hassas olmalı. Yaşam standartlarını yükseltmeliler.
Köy halkı, kimi konuda aymaz ama belediyelere de çok iş düşüyor. İlginç bir biçimde çöp konteyneri göremedim. Köylülerin bir kısmı da çöpleri öylesine savuruyor. Dolayısıyla ortaya hiç de uygun olmayan görüntüler çıkıyor.
***
Karaçubuk (Dimlek) gibi harika köyler de var. Yemyeşil, temiz, yolları yapılmış ve doğa harikası… Duyduğum kadarıyla köylüler belediye ve diğer resmi kurumlarla irtibat halindeler. Böylece köye hizmet de geliyor.
***
Bingöl için not edilmesi gereken başka bir husus daha var. Bazı köy ve ilçelerinde tarihi yapılar hala mevcut. Eski medeniyetlerden ya da Ermenilerin yaşadığı dönemlerden kalan kilise ve konakları görmek mümkün. Kığı’da ya da Temran (Bağlarpınarı) ve Topraklı (Haküstün) gibi köylerde bu eski kalıntılara rastlanabiliyor.
Aslında restore edilebilseler, tarihi ve turistik açıdan etkileyici bir cazibe noktası haline gelebilirler.
***
Umarım memlekette daha güzel ve uzun zamanlar geçirme fırsatım olur.
Bakalım yolumuz bir dahaki sefere nereye düşer?
Şimdilik mutlu kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Upuzun bir kitap ve film listesi

Pornografi Bağımlılığı ve Endüstrisi

Yeni Film: The Two Popes (İki Papa)