Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Korona Virüs, Pandemi ve İnfodemi: TRT Akademi

Resim
Haberiniz olmuştur belki. TRT Akademi geçtiğimiz günlerde muhteşem ve çok kapsamlı bir "korona virüs özel sayısı" yaptı. Konu başlıkları oldukça önemli:  Kamunun Önemi, Buhran Dönemlerinde Ortaya Çıkar Koronavirüs Krizini Birlikte Aşmak Pandemi ve Psikolojik Sınırlarımız İletişim Felsefesi Açısından Koranivürüs Salgını Üzerine Düşünmek Pandemi, Post-Pandemi ve Yeni Dindarlık Modelleri Yeni Koronavirüs Hastalığının Toplumsal Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme Pandemi ve Sonrasında Sanata Bakmak Pandemi Sonrası Dönemde 3D: Devlet, Diplomasi ve Dijitalleşme Kovid-19 Salgını Döneminde Sosyal Medya Kullanımı Dezenformasyon Nedir, Âlâsını Göreceğiz Geleceğin İhtiyaçlarına Odaklanmalıyız Çevrim Dışı Olma Hakkına İhtiyacımız Var Özel sayı, entelektüellerin bir araya geldiği aydınlık bir platform olmuş. Alev Alatlı, Sinan Canan, Veysel Bozkurt, Lütfi Sunar, Nevzat Tarhan,  Gerd Leonarhard, Levent Erden, Shivshankar Menon bu isimlerden sadece birkaçı.  Ben de sayıya hem araştırmaya bi

"Sosyal medya, dijital kötülük ve dindarlık" (Kitap-Analiz)

Resim
İnternet'te dolaşırken Dünya Bülten'inden Kerim Alptekin'in son kitabım hakkında yaptığı değerlendirmeye rastladım. Hem başarılı olmuş hem de arzu eden okuyucuya birkaç başlık altında muhteşem bir değerlendirme sunmuş: " Sosyal medyanın ortaya çıkardığı iletişim çeşitliliği ve insanların bu mecralara yüklediği anlamlar üzerine yeni  kitap ların yayınlanmasıyla sosyal medya hakkında tartışmalar ve çözümlemeler yapılmaktadır. Bu kitaplar, sürekli gelişen, yenilenen sosyal medyanın ne getirip ne götürdüğünü bir nimet mi yoksa yaşanan pratik ve tecrübelerle, ortaya çıkardığı olumsuzluklarla, terk edilmesi gereken bir fenomen mi olduğu tespitinde bulunuyor. İçeriğini anlatacağım Doç. Dr. Ekmel Geçer’in Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından çıkan “Sosyal Medya ve İletişim Psikolojisi: Kişilik,  Kutuplaşma ve Algoritma ” kitabı ise bu mecralarda akan hayatın ilkesel ve ahlaklı yaşanması üzerine dinin hassas terazisini gözeterek popüler kültür ve kitle endüstrisi karşısı

Yeni Film: Resmi Sırlar

Resim
Tatil arasında film seyretmeye ara vermiştim. Neyse ki "iyi" bir filmle perdeyi açtım.  Geçtiğimiz akşam "Resmi Sırlar"ı (Official Secrets) seyrettim. 2019 yapımı. Yeni yani. Doğrusu hiç fena değildi. IMDB puanı da iyi: 7.3.  Özellikle gelişmekte olan toplumlar için bu tür filmler çok şey söylüyor. Devlet-millet ilişkisi, hükümetler ve kontrol, toplumsal gelişim ve devlet sırları, demokrasi ve ifade özgürlüğü, gündem oluşturma ve algı, küresel savaşlar gibi konularda ciddi öneriler sunabilecek başarılı bir filim. Biyografi türünde ve gerçek bir hikayeye dayanıyor. Ama biraz dram ve az biraz da romantizm içeriyor.  Keira Knightley'nin başrolünde yer aldığı Official Secrets, 2003 yılında İngiltere'nin istihbarat ve güvenlik kurumu GCHQ'da çevirmen olarak çalışan Katharine Gun'ın gerçek hikayesini anlatıyor. O zamanlar Amerika ve İngiltere küresel toplumu Irak'a savaş açmanın gerekliliği konusunda ikna etmeye çalışıyor. Irak'ın ve Saddam'ın