Yeni Film: The Two Popes (İki Papa)

Geçtiğimiz gece İki Papa'yı  (The Two Popes- 2020) seyrettim. Netflix'in iddialı ve çarpıcı olsa da çok konuşulmayan yapıtlarından biri. Yönetmen koltuğunda City of God (2002), The Constant Gardener (2005) ve Blindness (2008) gibi filmlerle adından söz ettiren Brezilyalı yönetmen Feurnando Meirelles oturuyor ve senaryosunu  Anthony McCarten yazmış.

Film; papalık unvanının sahibi son iki kişiyi, 16. Benedict (Anthony Hopkins) ile Francis’i (Jonathan Pryce) merkeze alıyor. Katolik Kilisesi etrafında oluşan gerçeğe dayalı olayları cesur ama yine de temkinli bir biçimde irdeliyor. Propaganda var mı? Var. Ama çok zorlamıyor.

16. Benedict’in Nazi bağlantısı, Kilise’nin bugünün dünyasına duyarsızlığından kaynaklı inanan sayısındaki düşüş ve onlarca yıldır süren cinsel istismar vakalarını gizleme çabaları gibi ciddi meseleleri tartışıyor. Böylece hem kiliseye yönelttiği eleştirilere hem de din ve birey ilişkisine dair önemli şeyler söylüyor. 

Bu arada öğrendiğime göre Vatikan filme pek sıcak bakmamış. Bu nedenle setin hazırlanması hayli zahmetli ve uzun olmuş. 


İki papa arasındaki çatışma muhafazakarlık ve reformla da ilgili. 16. Benedict değişime direnen muhafazakar tarafı temsil ediyor. Ancak yine de kolundaki yürüyüşlerine kılavuzluk eden akıllı saat nedeniyle değişime çok da direnemediği gözlemleniyor. Bergoglio ise reforma ve kilisenin bakış açısındaki yenilenmeye işaret ediyor. Futbol ve tango tutkunu. Bu haliyle 16. Benedict karşısında şikayet ettiği günahların aslında eski bir uygulayıcısı gibi duruyor.


Din Psikolojisine; kültür, politika ve din ilişkisine ilgi duyanlar için de başarılı bir belgesel-film olmuş. Biraz felsefe, biraz inanç, biraz akıl ve biraz sanat eleştirisi de var. Bireyin dindarlık ve sekülerlik arasında kaldığı ikilemi “Değişmedin, ödün verdin!” repliğiyle hepten çıkmaza sokuyor. Filmin genelinde bir tür “günah çıkarma” havası baskın olsa da Francis’in “Bizler günahkârları affediyoruz ama bu yetmez. Günah kötü bir yaradır; bir daha nüksetmemesi için onu iyileştirmek gerekir.” ifadesi iç yolculuğa dair önemli bir tespitte bulunuyor.

Filmin son bölümlerinde, uzlaşan iki papanın pizza ve fanta partisi ve bu kez Papa Francis’in ev sahipliğinde 2014 Dünya Kupasında Almanya-Arjantin finalini seyretmeleri var. Yapım bu sahnelerle papaların "insani zevk"lerini merak eden izleyiciyi yine yakalıyor. 


Buyurun bir replik: 

- Hiçbir şey durağan değildir. Tanrı bile.
- Tanrı değişmez.
- Elbette değişir, bize yaklaşır.
- Sürekli hareket halindeyse onu nerede bulacağız?
- Yolda...

Yorumlar

  1. Tavsiyenizle izlediğim,izlerken not alma gereği duyduğum harika bir yapım.. Teşekkürler hocam..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Aşağıdaki paylaşımlardan birinde uzun bir kitap ve film listesi var. Ona da bakabilirsiniz.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Upuzun bir kitap ve film listesi

Pornografi Bağımlılığı ve Endüstrisi