Karadeniz Turu: Ordu
Doğu Karadenize doğru gittikçe daha çok yeşille karşılaşıyor, daha çok hayret ediyor ve daha çok hayran kalıyorsunuz. Turda ikinci şehrimiz Ordu’ydu.
Önce Perşembe
Yaylasına gittik. Belirtmek gerekir ki çok meşhur olan yerler her zaman çok
güzel olmuyor. Perşembe Yaylası da onlardan biriydi. “Görülmesine gerek yok.” demiyorum
ama görmezseniz çok şey de kaybetmiş olmazsınız. Uçsuz bucaksız çimenlikler, otlayan koyunlar ve inekler görülesi. Ama yaylayı, yaylalıktan çıkaran yapılaşma Karadeniz’in pek
çok yerinde olduğu gibi Perşembe Yaylasında da can sıkıcı.
Asıl macera bundan
sonra başlıyor. Aybastı Yaylasından sonra bir tanıdığı ziyaret etmek için
Ordunun çok yüksek bir yaylasına doğru yola koyulduk. Ama ne yoldu. Navigasyonun
azizliğine uğradık. Neredeyse dört saat Tokat’ın bütün köylerinden dolaşarak
yaylaya ulaşmaya çalıştık.
Öyle dik
yokuşlardan gittik ki maazallah tekerleğimize bi şey olsa uçurumdan aşağı düşecektik.
Düşünün ki uçakla gidilecek yüksekliklere biz arabayla çıkmaya çalıştık. Tabi
Karadenizliler için bunlar oldukça normal yükseklikler. 😊
Neyse ki sonunda o muhteşem yaylaya ulaştık ve bütün zahmetlere değdi. Bir Alevi yaylasında misafir olduk. Küçük yayla evlerini kocaman gönülleriyle bize açan ev sahiplerimize ne kadar teşekkür etsek az.
Sanırım en güzeli böylesi. Çok bilinen yerlerdense bakir kalmış alanlarda vakit geçirebilmek size müthiş bir haz veriyor. Gece yayla serinliğinde çay içmek ve sabah yaylaya ve sise uyanmak, muhteşemdi.
Ordu’da Nerede
Kaldık?
Yaylada bir gece
geçirdikten sonra “Ordu için bu kadar yeter dedik.” ve Giresun’a doğru yola
koyulduk.
Ama öncesinde teleferikle
Boztepe’ye çıktık. Hiç de fena değildi. Her şehirde olduğu gibi Ordu’ya da bir
tepeden bakmak ve teleferiğe binmek keyifliydi. Teleferik ücreti de oldukça makuldü.
Yukarıda serinlikte bir çay içip indik.
Otel olarak Ünye’deki
Ramada’yı seçtik. Ramadalar güven kazanmış bir otel zinciri. Aile olunca fazla
cesur davranamıyorsunuz.
Ramada Ünyenin harika bir konumu var. Denizin kenarında. Çok güzel bir havuzu ve
sahili var. Bilinenin aksine Karadenizin suyu çok uysal ve tuzu az. Birkaç saatliğine
de olsa çok güzel vakit geçirdik. Üstelik kimseler de yoktu. Deniz sefası iyi
geldi.
Peki Ramada bu imkânı
yeterince değerlendirebiliyor mu? Bence hayır. ☹ Muhteşem bir manzara, harika bir deniz, küçük de olsa çok keyifli bir
kumsal var. Ama odalar yeterli biçimde temizlenmemişti. Giderler tıkalıydı.
Banyodaki ağır koku dayanılmazdı. Ordunun dereleri yüzündenmiş ama buna da bir
çare bulmalılar. Yine de Ramada ünyede kalınılır efendim. 😉
Bir sonraki ile
yani Giresun’a gitmeyi unutmayın. 😉
Yorumlar
Yorum Gönder