Karadeniz Turu: Samsun

Uzun yolculuklar arkadaşlarla güzel. Yorulduğunuzda bir çay molasıyla teselli bulacağınız, zorluklarınızı kolaylaştıracak ve beraberlikten mutlu olacağınız birkaç kişi ile seyahate çıkmak lazım. Şükür bizim yoldaşlarımız, yine arkadaşlardan birinin ifadesiyle "çok güzel insanlar"dı. ;)

Arkadaşlarla Samsun'da buluştuk. Onlar İstanbul'dan geldi; biz de Sivas'tan. Bu sene yolculuk uzun olacağa benziyordu.

İlk gezi durağımız Şahinkaya kanyonuydu.

Vezirköprü yolundan gidilen “Şahinkaya Kanyonu”, tabii güzelliği ile insanlara doyumsuz bir manzara sunuyor. Bir tekne turuyla bütün kanyonu 2 saatlik bir zaman diliminde gezebiliyorsunuz. Yaklaşık 1500 metre uzunluğundaki kanyon, Kızılırmak sularının sarp kayalıkları arasında kendine yol bulduğu gizemli geçit olarak heybetiyle görenleri büyülüyor.


Aslında kanyonlar birbirine benziyor. Bir tanesini gezdiğinizde diğerlerini en sona bırakabilirsiniz. Böylece daha güzel yerlere daha fazla zaman ayırabilirsiniz.

Vezirköprü ilçesinde tarihi evler var. Onları da görmeden geçemeyin. Bir de orada hemen barajın kenarında Vezirsuyu Tabiat Parkı var. Genişçe bir ormanlık alan. Çok görülesi olduğunu düşünmesem de çayınız varsa baraj manzarasında ağaçlar altında kısa bir dinlenme molası verebilirsiniz.

Tekkeköy Mağaralarına gitmenizi tavsiye etmem. Görmek isterseniz yine de gidin ama doğrusu pek bir şey yok. Mağaralara da giriş yok. Arkeolojik buluşlara ilginiz varsa elbette ziyaret edin.

Kabaceviz Şelalesi maalesef akmıyordu. Aslında akmadığı iplik gibi akan deresinden belliydi ama bir heyecan gittik işte. Oysa önümüzde bizi bekleyen onlarca şelale vardı. Olsun; tecrübe tecrübe kazanılan bilgiler vardır 😉

Samsun’da Nerde Kaldık?

Yukarıdaki tabloda söylemiştim. Seyahat öncesi bütün planlamaları yapmıştık. Samsun’da Neba Royal Otel’de kaldık.

Şehrin tam merkezindeydi ve fiyat açısından makul sayılırdı. Personeli de ilgiliydi. Ancak aradığımızı bulduğumuzu söyleyemem doğrusu. Yeterince temiz değildi. Bir otelin mefruşatının eskimesi temizliğine gölge bırakıyor. Eskimiş havlular, yıpranmış lavabolar ve maalesef otelin girişinde bizi karşılayan ağır bir koku.

Bir sonraki ile yani Ordu’ya gitmeyi unutmayın. 😉

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Upuzun bir kitap ve film listesi

Pornografi Bağımlılığı ve Endüstrisi

Yeni Film: The Two Popes (İki Papa)